18 Nisan 2015 Cumartesi

[İKBT #2] 15 Saniye - Andrew Gross




İkinci turumuzun üçüncü gününden herkese merhaba! Tur kitabımızdan çok memnunum. Çok güzel bir polisiye gerilim kitabı. Özellikle Arkadya yayınlarının başarılı kapağı çok hoşuma gitti. Püsküllü ayraç, kitap isminin kabartmalı parlak yazılışı çok güzel. Elime aldığımda kapağına aşık oldum diyebilirim. Ciltli bir kitap gibi benim için. Kitabın başka ülkelerdeki kapak tasarımlarına baktığımda en güzel tasarımın Arkadya yayınlarından çıktığını düşünüyorum. 



Bu oyunun tek bir kuralı var:
Hayatta kalmayı başar ve asla teslim olma.


Kesinlikle kapağında yazan bu söz kitaba çok uygun. Özellikle doktor Henry için. Kitabımız Amanda'nın 15 saniyelik bir dikkatsizliğiyle başlıyor. Kitabı okurken sürekli "Ah! Amanda onu yapmasaydı tüm bunlar olur muydu?" diye çok söylendim  ama olan oldu tabii. Ardından çok saygın doktorumuz Henry, bir kumpasın içine düşüyor ve bu kumpastan hem kendini hem sevdiklerini kurtarmaya çalışıyor. Farklı olaylar birbirine nasıl bağlanacak diye düşünebilirsiniz. Ama yazarımız usta bir şekilde kurgusunu hazırlamış ve bizlere sunmuş. Zaten bu ustaca olan kurgu ve akıcılığı kitabı çok güzel yapan şey. Yoksa betimlemeler içinde kaybolmuyorsunuz.

Ben çok polisiye gerilim kitabı okumam ve genelde okurken sıkılırım. Ama bu kitapta sıkılmadım. Elinize alınca akıp gidiyor. Bir veya iki günde bitirebileceğiniz akıcı bir kitap.


Şüphesiz okuyunca sevilmeyen tek yanı kitabın yarısında katilin belli olmasıdır. Okuyan çoğu kişinin benim gibi bu kısımdan şikayetçi olacağını düşünüyorum. Ama kesinlikle bu sizde olumsuz etki bırakıp kitabı almaktan vaz geçirmesin. Ne tadı kalıcak diye düşünmeyin. Kitabı okurken ne demek istediğimi anlayacaksın. Evet amacım sizi merakta bırakıp bu kitabı almanızı sağlamak. :D  Alın!  Kitabın sonunda "Oha!" demeyeceksiniz belki ama cidden beğeneceksiniz ve pişman olmayacaksınız.

 Akıcı, güzel, 436 sayfa ama puntoları büyük. E daha ne olsun?

Kitaptan çok sevdiğim birkaç alıntı paylaşmak isterim. Alıntıları okuduktan sonra benim gözümden 15 Saniye videomu da aşağıdan izleyebilirsiniz. ;)

Benden bu kitaba 4 yaprak. 



Facebook çekilişimize mutlaka katılın!


  ALINTILAR   


Eğer birisi sizin için çok önemli bir şeyi elinizden alırsa... Eğer korku, endişe ve dehşet içinde kalırsanız... Şiddet kaçınılmazdı.

***

Vaktiyle birisi on gün demişti. İnsanın hayatında gerçek anlamda mükemmel geçirdiği gün sayısı on günmüş. Arkanıza dönüp baktığınızda geçmişte yaşadığınız onca şeyin arasından sıyrılıp çıkan on gün. Geri kalan ise sadece karmaşadan ibaret...

***

Kızımın hayatı tehlikedeydi ve ben şimdi iki cinayetten aranan azılı bir katildim.



♦ BENİM 15 SANİYE'M 




Rafflecopter çekilişi aşağıda.



9 Nisan 2015 Perşembe

[İKBT #1] Hayallerim Ruhumu Öpüyordu - Necdet Akkan





 KİTAP YORUMUM 

İlk turumuzun üçüncü gününde yorumumu yapıyorum ve heyecanlıyım. Hüzünlendiğim, tebessüm ettiğim, sinirlendiğim ve çok olmasa da arada şaşırdığım bir kitaptı. İlk sayfalarından bu çiftin sonunun nasıl bittiğini tahmin edebiliyorsun. Gerçekten çok âşık ve pes etmeyen bir Kerem okuyacaksanız. Isabel'e olan aşkı ve sevgisi yüzünden "böyle erkekler var mı?" diye düşündürdü bana. İlk görüşte âşık olduğu kadına o kadar bağlanıyor ki gördüğü ilk günden beri aklından onu çıkartamıyor. Isabel'in bir sonra ki gelişini dört gözle bekliyor. Ve her salı bu çiftin aralarındaki günden güne yakınlaşmalarını ve tatlı sohbetlerini okumak kalıyor bize.

Ama gel geleyim kızımız beni çok sinirlendirdi hatta çıldırttı diyebilirim. Bir yakın bir uzak tavırları, Kerem'i süründürmesi ve daha birçok sinir bozucu davranışı oldu. Hatta Kerem'in, Isabel'in peşini bıraksın istedim. Gerçi sonunda her şeyin bir açıklaması oldu ve Isabel'e yumuşadım. Ama kitabın sonuna gelene kadar daha çok şey var.

Kitapta sevmediğim şeyler oldu mu? Evet, oldu. Hemen hemen çoğu cümlede "A!" geçmesi itici geldi bana. Kapak daha güzel olabilirdi ama kitaba uymuyor desem yalan olur. Ama rengi gerçekten çok hoş. Mor ve tonları zaten en sevdiğim renkler.

Bazı olayların gereksiz uzatıldığını ve eklenmemesi gereken sahneler olduğunu düşünüyorum. Bir yere bağlanmasını beklediğim şeyler sonuçsuz kaldı mesela. 

Bu zamana kadar o kadar sade dillerde kitap okumuşum ki bu kitabı okuyunca bir süre kendime gelemedim. Sıkıldım ve bitsin istedim. Hatta tur grubundaki arkadaşlarımda aynı düşüncedeydiler. Ama bir süre alışınca meğer sorun bizdeymiş dedik. :D Bu tamamen kitabı kötülemek değil bizim sade dilde kitaplar okuduğumuz demektir. Yani ben öyle düşünüyorum. Ve kesinlikle okurken yazarın ne kadar kültürlü biri olduğunu göreceksiniz.


Sonunda çok şaşıracaksınız diyemem. Belki beklemediğiniz bir son olabilir. Mesela ben daha farklı bir son düşünüyordum. Tüm bunların dışında romantik sevenlerin mutlaka seveceği bir kitap. Buram buram aşk kokuyor her sayfasında. Sizler de bu kitabı okumak için sabırsızlandıysanız ve kitaba sahip olmak isterseniz çekilişimize katılmayı unutmayın! Bir sonra ki kitap yorumunda görüşmek üzere. Sizleri hazırladığımız alıntılarla baş başa bırakıyorum.



Benden bu kitaba 3 yaprak!



  KİTAP ALINTILARI